Psikonöroimmünoloji
Psikonöroimmünoloji genel anlamda Bağışıklık Sistemi, Sinir Sistemi, Sindirim Sistemi, Hormon Sistemi ile insan psikolojisi arasındaki bağlantıları inceleyen bir bilim dalı olarak 1950 yıllarda ortaya çıkmıştır.Psikonöroimmünoloji kelimesi, Rochester Üniversitesi Tıp Merkezi’nin psikiyatri bölümünde bir araştırmacı olarak çalışan Robert Ader tarafından tıbbi literatüre eklenmiştir. Ader yaptığı araştırmalarda stres, anksiyete, depresyon gibi durumların zihinsel ve çevresel faktörlerin bağışıklık sistemini etkilediğini göstermiştir. Daha sonraları bağışıklık sistemi ile diğer zihinsel ve ruhsal süreçler arasındaki etkileşimleri keşfeden yüzlerce araştırma gerçekleştirilmiştir.
Psikonöroimmünoloji kişiye özel bir terapi yöntemidir. Normal şartlarda insan vücudu her sorun veya hastalıkla mücadele edecek kadar güçlüdür, eğer bir hastalık sözkonusu ise altında yatan sebepler tespit edilip terapi süreci belirlemek için bir yol haritası çıkarılır. Yani daha önceden yaşanmış ve iyileşmemiş veya terapi edilmemiş bir travma olma ihtimali yüksektir,dolayısıyla bu travmanın sebep olduğu durumlar tespit edilir, çocuklukta yaşanan bir korku ileride kendini astma olarak gösterebilmektedir.( Korku anındaki nefes alma sıkıntısı ile astım olan kişinin nefes alması birbirine oldukça benzerdir.)
Klasik Tıp bir kişide diyabet varsa tıp diyabetin varlığıyla ilgilienir, oysa Psikonöroimmünoloji hastalığa bir film gibi bakar yani hastalık Psikonöroimmünoloji’de filmin son sahnesidir. Yani örneğin kişide diyabet varsa bu kişi diyabet olana kadar neler yaşadı, ilk önce ne oldu sonrasında hangi hastalıkları geçirdi de diabet gelişti ona bakar. Yani hastalığın sebebi ve gelişme yollarıyla ilgilenir. Terapide ise hastalığın sebebini ve gelişim yollarını birlikte çözer. Semptomatik (semptomlara yönelik) terapi değil sebebe yönelik terapi yapar.
Her ne kadar pek çok bilim insanı ilk başta PNI’nın bulgularını kuşkuyla karşılamış olsa da, 21. yüzyılın başlamasıyla bu alan geniş ölçüde güvenilirlik kazandı. Hala pek çok yeni araştırma yürütülmektedir ve PNI’ya ithaf edilmiş birçok akademik yayın vardır. 21. yüzyılın ilk yıllarında ABD Halk Sağlığı Servisi PNI alanında yüzlerce araştırmaya ödenek vermiştir. PNI bilhassa, kanserli ve depresyonlu hastalarla ilgilenen araştırmacılar ve bakıcılar için aydınlatıcı olmuştur.
- Depresyon
- Kilo kontrolü
- İnsülin Direnci
- Diabet
- Polikistik Over Sendromu
- Ankilozan Spondilit
- Romatoid Artrit
- Sistemik Lupus Eritamatus
- Astım
- Alerji
- Otizm
- Gastrit
- Multiple Skleroz
- Sedef
- Ülseratif Kolit
- Chron Hastalığı
- Kronik Yorgunluk Sendromu
- Dermatid
- Psoriasiz
- Migren
- Ürtiker
- Egzama
- Fibromyalji
- İrritabl bağırsak hastalığı
Son 50 yıl içinde psikolojik etkenlerle bağışıklık sistemi faaliyeti arasındaki bağlantıyı açıkça inceleyen bir bilim dalıdır ve üç boyutu vardır: Psikolojik boyutu, nörolojik boyutu ve immünolojik boyutu.
Psikolojik kısım, hayatın zor olaylarına ya da duygusal acıya tepki olarak yaşanan strese gönderme yapar. İnsanlar yaşamlarının artık idare edilemeyeceğini ya da neşeden çok acıya neden olduğu duygusuna kapıldıklarındaki kısımdır. Nörolojikkısım, noradrenalin ve kortizol gibi stres hormonlarının salgılanmasıdır. Bunlarda sinir sistemini harekete geçirir. Kalp atışlarını hızlandırır, tansiyonu yükseltir ve çaba harcamaya hazır olmaları ya da saldırıyı savuşturmak için kasları gerer. Bu tepki ‘Savaş ya da Kaç’ olarak da adlandırılır.Nörolojik kısım ve bilinçdışı stres reflekslerini harekete geçiren kimyasal maddeler bağışıklık hücreleri üzerinde de etkili olur.
Akyuvarların yüzeylerinde stres hormonlarının varlığını saptayan ve kan dolaşımında bu hormon düzeylerinin dalgalanmasına göre tepki veren reseptörler vardır. Bu hücrelerin bazıları enflamatuar, sitokin ve kenokinleri serbest bırakarak tepki verir. Doğal katil hücreler, noradrenalin ve kortizol tarafından bloke edilir ve virüslere ya da öncül kanser hücrelerine saldırmak yerine edilgen bir biçimde kan damarlarının çeperine yapışık kalırlar (immünolojik kısım).
Tüm Uzmanlık Alanlarımız
Uzm. Fzt. & Osteopat Serkan YEŞİLOĞLU
İlk, orta ve lise eğitimimi Antakya’da tamamladım. 2005 yılında Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümünden mezun oldum.
2005-2014 yılları arasında ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya’da kullanılan en etkin tedavi teknikleri olan manuel fizyoterapi ve osteopati eğitim uzmanlıklarını tamamladım.
Hızlı İletişim
- Adres Akdeniz Mh. 6. Sokak Konut Royal Apt. 10/2 Defne / HATAY
- E-Posta info@serkanyesiloglu.com
- Telefon 0533 927 50 32 / 0532 567 35 51